İçeriğe geç

OnHaKa Yazılar

Bugün

Her zaman kötü haberlerle karşınıza gelecek değilim ya. Bugün de size farklı birşeylerden bahsedeyim. Karamsarlıktan sizi bir nebze uzaklaştırmak, yitirilmiş umutlarınızı geri getirmek, ekonomik sıkıntılarla dolu kafanızı bir nebze de olsa rahatlatabilmek. İşte bugün yapacağım şey bu.

..

..

..

Şaka lan şaka, herşey bombok.

= Yıldız Tarihi 2471, Sapla Samanı sıklıkla birbirine karıştıran OnHaKa =

Yorum Bırak

Gündemden Notlar

Standart hayat düzenine halen daha dönemedik. 607. gününü idrak ettiğimiz Corona sıkıntısından halen daha kurtulamadık. Artık ne birşey yazmak ne de birşeyler söylemek içimden gelmiyor. Her geçen gün başka sıkıntıya, başka derde uyanıyoruz. Enflasyon aldı başını yürüdü. Dolar ve Euro artık bizim gündemimiz değil. Çünkü ulaşamadığın şeyi gündem edinemezsin.

İyi şeylerden, güzel şeylerden, aşktan ve sevgiden falan bahsetse ya insanlar biraz da. Mesela insanların en büyük sıkıntısı platonik olarak kalan aşkları olsa. Karşısındakine açılamadığı için dertlenseler farz-ı misal. Canı iki kadeh içmek istediğinde “ulan o kadar para verilir mi ona” demese, bütçesini zorlamadan takılabilse. Yok amk, o da yok. Geldik, gidiyoruz, zaten bir bok değildik, bir bok da olamayacağız..

Daha da söylerim, söylenecek şey çok ama ucu fena yerlere gitmeden bu yazıyı sonlandırsam en güzeli..

= Yıldız Tarihi 2471 – Güverte Paspasından Sorumlu Kısım Amiri OnHaKa =

Yorum Bırak

Gündeme Dair

Ülke gündemine dair kelam etmeyeli çokça zaman olmuş. Bu kadar olay olurken herhangi bir laf etmemek gündeme hakaret olur düşüncesinden hareketle birşeyler paylaşmak istedim. Nacizane arz ederim.

Bilmiyorum farkında mısınız ama ülke gündemi şu anda ikiye bölünmüş durumda. Hayatın son derece normal işlediği ve herşeyin yolunda olduğuna inananlar ve ortada büyük bir sorun olduğunu düşünmesine karşın sadece boş boş konuşarak herhangi bir aksiyona dönük hareket etme ihtiyacı duymayanlar. Bu ilk gruba eklenebilecek “bana ne abi ben her zaman 50 TL’lik benzin alıyom zaten” ‘ciler de var ama onlara burada değinmek istemiyorum.

Peki ne oldu da bu hale gelindi? Aslına bakacak olursanız olan şeyler hep aynıydı ama yüze yüze deniz bitti gibi bişe oldu. Veya başka bir atasözünden örnek vermek gerekirse, minare bu sefer kılıfa sığmaz hale geldi.

Senelerdir tırım tırım tırmalayarak eskittiğimiz, bozmaya çalıştığımız, hırpaladığımız güzelim ülke artık öz kaynakları ve büyüklüğüne rağmen dayanabileceği boyutlardan fazlasına maruz kaldı. İktisat bilimi sınırsız ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla karşılanmasını inceleyen bir bilim dalıdır. Günümüz Türkiyesi’ne bakınca bu bilimden çok da haberdar olmadığımız izlenimi çıkıyor. Her ne kadar ülkemizde birçok üniversite ve birçok akademisyen bulunsa da, belli ki bu alanda sahip olduklarımız bir işe yaramamış.

Akla ve bilime aykırı davranıyoruz. Kısa ve orta vadeli planlarımız, aç gözlü yapımız, ileriye dönük umursamaz tavırlar.. Hepsini sentezlediğinizde karşınıza başkaca bir sonuç çıkması zor.

Ya herşeyi bir kenara bıraktım, koskoca ülkedeki sistemin nasıl düzeleceğine dair öneri sunanlar arasında suç örgütü lideri olduğu söylenen insanlar var. Al Capone mesela vakti zamanında bu şekilde posta koyuyordu düzenin sahiplerine, dikine dikine gidiyor resmen meydan okuyordu. Üç beş baktılar, sonra gerekeni yaptılar. Sonrasında ne Al Capone kaldı ne de kurmaya çalıştığı yağma düzeni..

Para artık o kadar önemli ki karşısında bozulmayanı bulamayacak hale geldik. Lidya’lılar keşfettiğinden bu yana ilk kez bu kadar çok bozuyor bizi. Hatta bozmak ne kelime, bildiğin köpeği olduk. Parayla köpekleşenlerin olacağı yer de bellidir. En çok kimde para varsa onun yanında takılır, onun yanında hayatlarını sürdürmek isterler. Parası geldiği sürece kaynağı da çok önemli değildir onlar için. Zira artık sahip oldukları tüm değerler paraya endekslidir ve eğer para varsa değerler çok da önem taşımaz.

Amerikan mandası veya İngiliz sömürgeliği gibi olasılıkları elinin tersi ile itmiş ve bağımsızlığı için ayaklanmış olan bir ülkenin evlatlarıyız evelallah. Peki biz nasıl oldu da ordan buralara geldik? Dön yukarı tekrar oku. Akla ve bilime karşı geldik..

Cehalet maalesef eğitimle giderilebilecek birşey değil. Cehaletin giderilebilmesi için bir nevi birikim ve tecrübe aktarımı müessesi oluşturulmak zorunda. Bu çarkın dışına çıkanın kafasına vurup tekrar sistemin içerisine çekmezsen bozulma başlıyor. Ne yapıp ne edip her doğanı bu sistem ve ahlak anlayışı içinde yoğurmalıyız.

Yarınlar bize ne getirir bilemem. Daha iyi veya daha kötü günler görecek miyiz onu da bilmiyorum. Tek bildiğim şey aklımızı başımıza devirmek zorunda oluşumuz. Çok daha niteliksiz toplumlarca başarılabilen şeyleri yapamıyoruz diye çektiğimiz acılar inanın çok zoruma gidiyor..

Yorum Bırak

Corona Günleri & Güncelleme-7

Müjdeler olsun! Uzun zaman üstüne sevindirici bir haber aldık. Sağlık Bakanı’ndan alınan bilgiye göre ülke nüfusunun 3 katından fazla miktarda aşının alınması için tüm imzalar atılmış. 270 milyon doz seviyesinde olan aşı miktarı ile çoluk çocuk demeden tüm nüfusu üç doz olarak aşılayabiliyoruz. Eğer bahsi geçen aşıların geliş takvimiden sapma olmaz ise herhalde sonbahar ayları geldiğinde tüm nüfus olarak aşıdan nasibimizi tamamen almış olacağız. İnsan gerçekten çok tuhaf oluyor. Bilmiyorum son zamanlarda neyi bu kadar dört gözle bekledik toplum olarak 🙂

Bahsi geçen durum tabiki tüm şartların gerçekleşmesi durumunda geçerli olacak.

Biz yine de tedbirlerimizi almaya devam ediyor olacağız.

Mottomuzu bir kez daha dilegetiriyoruz; Nefes aldığın sürece mücadeleye devam. Gevşemek ve koyvermek yok! (Artık ne kadar olursa..)

Yorum Bırak

Corona Günleri & Güncelleme-6

Ciddi ciddi 411. gününü idrak ettiğimiz Corona belasında ortadaki durum hiç iyi değil. Bir önceki yazdığım rapordan daha kötü bir durum var. Dünyanın aksine bizde iyileşmeden ziyade kötüye gidiş söz konusu. İyileşme veya çözüm adına halen daha yeterince somut adımlar atılmadı. Kapanmaydı, yarı kapanmaydı, lokal uygulamalardı derken net bir yol haritası halen daha mevcut değil. Aşılama başladı lakin belli bir miktarda durdu gibi gözüküyor. Haliyle aşı konusunda da net bir çözüme ulaşmış değiliz. Yerli aşı için de çalışmalar Faz 2 aşamasında lakin Faz 3 için sene sonunu bulacak diyorlar.

Bir önceki Corona raporumdan sonra 5 aydır güncelleme yayınlamadım ki iyi bir hadise olur da iyi bir haberle tekrar güncelleme yaparım. bir önceki raporda olduğu gibi yine kısmet olmadı. Karamsarlığa kapılmamak için elimizden geleni yapıyoruz ama artık çok yorulduk. Toplum olarak artık sıkıntıdan ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız.

Yine de mottomuzu dilegetiriyoruz; Nefes aldığın sürece mücadeleye devam. Gevşemek ve koyvermek yok! (Artık ne kadar olursa..)

Yorum Bırak