Ülke gündemine dair kelam etmeyeli çokça zaman olmuş. Bu kadar olay olurken herhangi bir laf etmemek gündeme hakaret olur düşüncesinden hareketle birşeyler paylaşmak istedim. Nacizane arz ederim.
Bilmiyorum farkında mısınız ama ülke gündemi şu anda ikiye bölünmüş durumda. Hayatın son derece normal işlediği ve herşeyin yolunda olduğuna inananlar ve ortada büyük bir sorun olduğunu düşünmesine karşın sadece boş boş konuşarak herhangi bir aksiyona dönük hareket etme ihtiyacı duymayanlar. Bu ilk gruba eklenebilecek “bana ne abi ben her zaman 50 TL’lik benzin alıyom zaten” ‘ciler de var ama onlara burada değinmek istemiyorum.
Peki ne oldu da bu hale gelindi? Aslına bakacak olursanız olan şeyler hep aynıydı ama yüze yüze deniz bitti gibi bişe oldu. Veya başka bir atasözünden örnek vermek gerekirse, minare bu sefer kılıfa sığmaz hale geldi.
Senelerdir tırım tırım tırmalayarak eskittiğimiz, bozmaya çalıştığımız, hırpaladığımız güzelim ülke artık öz kaynakları ve büyüklüğüne rağmen dayanabileceği boyutlardan fazlasına maruz kaldı. İktisat bilimi sınırsız ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla karşılanmasını inceleyen bir bilim dalıdır. Günümüz Türkiyesi’ne bakınca bu bilimden çok da haberdar olmadığımız izlenimi çıkıyor. Her ne kadar ülkemizde birçok üniversite ve birçok akademisyen bulunsa da, belli ki bu alanda sahip olduklarımız bir işe yaramamış.
Akla ve bilime aykırı davranıyoruz. Kısa ve orta vadeli planlarımız, aç gözlü yapımız, ileriye dönük umursamaz tavırlar.. Hepsini sentezlediğinizde karşınıza başkaca bir sonuç çıkması zor.
Ya herşeyi bir kenara bıraktım, koskoca ülkedeki sistemin nasıl düzeleceğine dair öneri sunanlar arasında suç örgütü lideri olduğu söylenen insanlar var. Al Capone mesela vakti zamanında bu şekilde posta koyuyordu düzenin sahiplerine, dikine dikine gidiyor resmen meydan okuyordu. Üç beş baktılar, sonra gerekeni yaptılar. Sonrasında ne Al Capone kaldı ne de kurmaya çalıştığı yağma düzeni..
Para artık o kadar önemli ki karşısında bozulmayanı bulamayacak hale geldik. Lidya’lılar keşfettiğinden bu yana ilk kez bu kadar çok bozuyor bizi. Hatta bozmak ne kelime, bildiğin köpeği olduk. Parayla köpekleşenlerin olacağı yer de bellidir. En çok kimde para varsa onun yanında takılır, onun yanında hayatlarını sürdürmek isterler. Parası geldiği sürece kaynağı da çok önemli değildir onlar için. Zira artık sahip oldukları tüm değerler paraya endekslidir ve eğer para varsa değerler çok da önem taşımaz.
Amerikan mandası veya İngiliz sömürgeliği gibi olasılıkları elinin tersi ile itmiş ve bağımsızlığı için ayaklanmış olan bir ülkenin evlatlarıyız evelallah. Peki biz nasıl oldu da ordan buralara geldik? Dön yukarı tekrar oku. Akla ve bilime karşı geldik..
Cehalet maalesef eğitimle giderilebilecek birşey değil. Cehaletin giderilebilmesi için bir nevi birikim ve tecrübe aktarımı müessesi oluşturulmak zorunda. Bu çarkın dışına çıkanın kafasına vurup tekrar sistemin içerisine çekmezsen bozulma başlıyor. Ne yapıp ne edip her doğanı bu sistem ve ahlak anlayışı içinde yoğurmalıyız.
Yarınlar bize ne getirir bilemem. Daha iyi veya daha kötü günler görecek miyiz onu da bilmiyorum. Tek bildiğim şey aklımızı başımıza devirmek zorunda oluşumuz. Çok daha niteliksiz toplumlarca başarılabilen şeyleri yapamıyoruz diye çektiğimiz acılar inanın çok zoruma gidiyor..